21 Eylül 2010

Erteleyenler ziyan içindedir.

Bismillahirrahmanirrahim.

Her işe başlarken besmele çekmeyi arada unutuyorum, aslında şeytan her zamanki gibi vesveselerini verip bu baştaki besmeleyi yazmamam gerektiğini çünkü gösteriş için olduğunu telkin ediyor ancak yapılan iş hayra vesile olacağı için o ihtimal olsa bile yapılacak hayrın öne geçmesi açısından yazdım. Öteki türlü onun dediğini yapmış olurdum ve o vesvese verip bizi hayırdan çevirmek olan görevini yapmış olacaktı, biz ise ona karşı koyma ve onun dediğini yapmamak olan görevimizi bir kandırmaca ile yapamamış olacaktık. Aslında konumuz ertelemek üzerineydi ancak vesvese geldiğini farkedince bunu vesveselere karşı almamız gereken tavrı belirtmek açısından belirtmek istedim, vesvese konusu ile ilgili yazıyı daha sonra yazacam inşallah.

Yine erteledim. Bu blogu ilk yaptığımda Ekim 2009'du. Blog kurma düşüncesi ve tasarım aşamaları da bir yıla yakın sürünce bu önemli hayır işinden yaklaşık iki yıldır mahrum bulunmaktaydım. Kar-zarar analizi yaparsak eğer bayağı içerdeyiz, nefsimiz günlerce bizi zarara uğratmış. Allah'a binlerce şükür olsun ki bugün o ertelediğim ve devamlı yarın yarın dediğim blogta fikirlerimi paylaşma düşüncemi artık faaliyete geçirmiş durumdayım. İnşallah devamlı olarak yazarım (Gerçi kendi nefsime güvenmiyorum, bakalım Hesbunallahu we ni'mel wekil).

Bir çok şeyi hayatta erteliyoruz. Özellikle ibadet konusunda etrafımda devamlı erteleyen kişiler görüyorum Benim sicilim de çok temiz değil o konuda aslında. Namaza başladığım zamanlarda namazı devamlı son dakikalarına bırakıp kılıyordum, yıllar sonra daha yeni yeni vakti girince hemen kılmaya başladım ve her zaman da aklımda erteleyenlerin devamlı zarar ettiği ile ilgili bir hadis geliyordu her ertelediğim namazdan sonra. Şimdi bu bloga bakıyorum da gerçekten zarar etmişim, hemde büyük zarar.

Bu erteleme hususu devamlı kafamı kurcalar durur, çünkü etrafımdaki kişilere namazı veya diğer iyi şeyleri tavsiye ettiğimde ilk anda kimsenin harekete geçmediğini bunu en küçüğünden en büyüğüne kadar herkesin aynı şekilde yaptığını görünce hep düşünür dururum neden devamlı erteliyoruz veya neden ilk anda kimse harekete geçmiyor diye. En çok ertelenen ise namaz. Kimisi yaşlanınca yaparım diye düşünür, kimisi gökten bir mucizenin sadece onun için gelmesini beklermişcesine (ki bunu beklemek akıl işi değil) o anı bekler, kimisi çok tembeldir, kimisi bilmemesini bahane eder ... bu sebepler uzar durur ve biz devamlı erteleriz, ancak yüce Allah kitabında ölümün aniden gelip çatmasını mı beklediğimizi sorar ve o an geldikten sonra artık geri dönüşün olmadığını belirtir. Ve biz "o an"ın ne zaman geleceğini bilmiyoruz. Ama devamlı erteliyoruz. Buradan bakınca bile ertelemenin akıllıca bir iş olmadığı görülür. Ayrıca yapılmamış her farz ibadetin cezası olduğu gerçeğini hatırlarsak zararımızın ne kadar büyüdüğünü görebiliriz. Buna bir de yapılmamış ibadetler sebebiyle kalp katılaşması ve iç huzurun azalmasını eklersek zarar hesabımız giderek kabarır.

Zararın neresinden dönersek kardır. Zaten zarar etmişiz edeceğimiz kadar battı balık yan gider mantığında olmayıp; gelin şimdiden karar alalım hatta şu an şu dakika ertelediğimiz ibadetlerimize az da olsa hemen başlangıç yapalım ve artık kar etmeye başlayalım. Bu can makinesini bu hayat işletmesinde çalıştırarak Sahibi'nin istediği gibi olalım. İnanın kaybedeceğimiz sadece boş geçen zamanlarımız olacaktır ancak kazanacaklarımız İşletme Sahibi'nin memnuniyeti, işlerin tıkır tıkır yürümesi ve tabiki elde edilecek ürünler olacaktır.

Saygı ve sevgiyle kalın. Allah sizi sevsin.

Ya Malik-ül Mülk bizlere merhamet et. Esselamun aleyke Ya Resulallah.

Blogumuzu nasıl buldunuz?